8 Nisan 2016 Cuma


    Geçmişini bir küfür gibi yüklenmiş kaplumbağa, asırlık ve buruş buruş, bataklık yeşili boynunu öne uzatarak bakıyor suda yüzen çirkinliğine. Zamanı kabuk bilmiş, ev timsali, bir an olsun ayrılmıyor kabuğundan, ayrılsa gök yarılacak sanki. Bir iki yağmur dökülüyor buluttan, önce göğe sonra yağmura sövüyor. Gülerken gören olmamış, buna tezat birden başlıyor gülmeye, hem katıla katıla. Son, diyor, hiç bu kadar olası görünmemişti. Nihayet ayrılacağım kafamın içinden. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder