17 Şubat 2016 Çarşamba


    Bir kovan dolusu arı uğultusu... Pencereme  bir gürültü yapıştırmış yüzünü. Onu izliyorum yarım saattir. Gitmeye niyeti yok gibi. Perdeyi çekip koltuğa oturuyorum. Ne mümkün kaçmak! Sesi bir an olsun kesilmiyor. Gidip perdeyi tekrar açıyor yüzüne doğru camı üç kez tıklatıyorum. Ses kesiliyor, görüntü siliniyor. Yerime geçiyorum, hoşnut bir gülüşle bakıyorum aynaya. Gözlerimi kapıyorum ki o sevimsiz yüzü beliriyor, yine o arı uğultusu, bu kez kafamın içinde, kızıl bir ahtapot gibi kavramış sımsıkı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder